Sağlık

Huzursuz Bacak Sendromundan Kurtulmak İçin 7 İpucu

Bacakları kontrol edilemez bir şekilde hareket ettirme isteği birçok kişide görülebilir. Daha çok istirahatte veya uyurken ortaya çıkan bu durum “Huzursuz Bacak Sendromu” olarak tanımlanmaktadır. Kronik ve ilerleyici bir hareket bozukluğu olan bu hastalık, karıncalanma ve huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Genetik geçişin yanı sıra demir eksikliği, gebelik ve son dönem böbrek yetmezliği gibi hastalıkların neden olduğu huzursuz bacak sendromu kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2 kat daha fazla görülüyor. Sendromun hafif semptomlarını yaşayan hastalarda yapılan yaşam tarzı değişiklikleri sorunların azalmasına katkı sağlayabilir. Memorial Ankara Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilgül Yardımcı, huzursuz bacak sendromu hakkında bilgi verdi.

Kadınları ve sigara içenleri daha çok etkiliyor

Willis-Ekbom hastalığı olarak da bilinen huzursuz bacak sendromu (HBS), bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan kronik ve ilerleyici bir hareket bozukluğudur. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülen HBS, ayda 3 saatten az spor yapanlarda ve sigara içenlerde de daha sık görülüyor.

Vakaların yüzde 70-80’inin altında rastgele bir hastalık yoktur.

Birincil (idiyopatik) ve ikincil (ikincil) olmak üzere iki tür huzursuz bacak sendromu vardır. Kalıtsal olduğu düşünülen ve altta yatan herhangi bir hastalığı olmayan idiyopatik huzursuz bacak sendromu tüm olayların yüzde 70-80’ini oluşturuyor. Bu hastaların birinci derece yakınlarının yarısından fazlası da aynı rahatsızlığı yaşıyor. İdiyopatik HBS’de hastalık daha erken yaşlarda başlar ve genellikle 45 yaşından önce teşhis edilir. Ancak diğer tiplere göre daha yavaş ilerler.

Demir metabolizması bozukluğu en değerli nedendir

İkincil (ikincil) huzursuz bacak sendromunda çeşitli klinik durumlar bu hastalığa yol açabilir. Demir eksikliği, gebelik ve son dönem böbrek yetmezliği bu bulguların ortasında yer alır. Sekonder nedenlerin ortak noktası demir metabolizma bozukluğudur. Huzursuz bacak sendromu; Romatoid artrit (RA), Sjögren Sendromu (SjS) gibi bazı romatolojik hastalıklarda daha sık görülürken, HBS hastalarında kol, bacak ve eklem ağrıları da görülebilmektedir. Ayrıca fibromiyalji sendromlu hastalarda huzursuz bacak sendromu daha sık görülür.

Dinlenirken ve uyumadan önce semptomlar artar

Bacaklarda dayanılmaz hareket etme isteği, ağrı-yanma-karıncalanma şeklinde ağrısız bulgular ortaya çıkar. Hastalar tarafından rahatsız edici bir his olarak tanımlanan bu semptomlar, çoğunlukla istirahat halindeyken ve gece uyumadan önce artarak hastaların uykudan uyanmasına neden olur. Huzursuz bacak sendromu tanısı semptomlar, hasta öyküsü, test ve muayene sonuçlarına göre konur.

Semptomlar orta ve ileri yaşlarda sık görülür

Belirtilerin benzerliği nedeniyle anksiyete, depresyon ya da uyku bozukluğu ile karıştırılabilen huzursuz bacak sendromu genellikle orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkıyor. Belirtiler erken dönemde hafif iken ilerleyen yaşla birlikte daha şiddetli hale gelir.

Tedavi, huzursuz bacak sendromunun tipine göre değişir.

Huzursuz bacak sendromunun tedavisi ilaçlı ve ilaçsız tedavi olarak ikiye ayrılır. Semptomları hafif olan hastalarda ilaçsız tedavi yöntemleri işe yarasa da orta-şiddetli şikayetleri olan hastalarda sıklıkla medikal tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca altta yatan nedenin belirlendiği HBS tipinde nedene yönelik uygulanan tedaviler de belirtilerin ortadan kalkmasına yardımcı olur.

Yaşam değişiklikleri semptomları azaltmaya yardımcı olur

Hafif HBS semptomları olan hastalarda ilaç tedavisinden önce aşağıdaki yaşam değişikliklerinin yapılması semptomların giderilmesinde faydalı olabilir.

  1. Uyumadan önce esneme egzersizleri gibi hafif ila orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak
  2. Sıcak banyo ve duş almak
  3. Dinlenme sırasında bilgisayar oyunları, yapbozlar gibi zihinsel aktiviteyi artıran aktivitelerle uğraşmak
  4. Yatak odasını serin tutun ve rahat pijamalar giyin
  5. Aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmak ve gün içinde uyumamak şeklinde sistemli bir uyku düzeni oluşturmak.
  6. Antidopaminerjik aktiviteye sahip kafein, nikotin, alkol, antihistaminikler, antiemetikler, antipsikotikler ve antidepresanlardan kaçınmak
  7. Sabahları uçak yolculuğu veya film izlemek gibi uzun dinlenme gerektiren aktiviteler, günün geç saatlerinde ise konut işleri veya eğitim gibi şikayetleri azaltan aktiviteler yapmak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu